10 Mayıs 2012 Perşembe


Fotoğraf 1
Meraklılar -Richard Bach



Yazan: nazimo Kategori: Fantastik

Meraklılar, Richard Bach’ın hayalindeki dünyayı dağ gelincikleri üzerinden anlattığı  5 uzun hikayeden oluşuyor. Ben uzun hikaye diyorum ama, orijinalleri “Dağ Gelincikleri Günceleri” adı altında ayrı ayrı kitaplar olarak basılmış. Meraklılar, aslında büyükler için yazılmış fabıllar. Bir çeşit “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” öyküleri.

Efsaneye göre, dağ gelincikleri, bilinmeyen bir zamanda gezegenleri Ferre’den dünyaya gelmişler ve bu gezegende insanların hayatına paralel barış içerisinde bir medeniyet kurmuşlar. Kendileri de tam olarak ne zamandan beri dünya üzerinde yaşadıklarını bilmiyorlar. Geçmişlerinde bir felaket olduğunu tahmin ediyorlar ama bunun ne olduğunu tam olarak bilen yok. Kurdukları medeniyet gücünü çok basit kurallardan alıyor.

“Başkasına vereceğim zararı, her ne olursa olsun önce kendime vereceğim.”Nasıl ki kendime saygı duyuyor ve nazik davranıyorsam, akranlarıma, büyüklerime ve çocuklara da aynı nezaketle ve saygıyla yanaşacağım”“Başkaları için isteyeceğim, diledikleri gibi yaşama, düşünme ve inanma özgürlüğüne sahip olmalarıdır. Bu özgürlüğü kendim için de isteyebilirim.”Bütün seçimlerimi yaparken ve her günümü yaşarken en yüksek doğruluk duygusu hep içimde olacak.” 

 Meraklılar, anlattığı hikayelerde, bu anlayışla şekillenmiş bir topluma ait bireylerin –dağ gelinciklerinin- hayatlarından kesitler sunuyor.

İlk öykü Shamrock’un öyküsü. Shamrock, bulmacalar çözmeyi çok seven meraklı bir çocuğun, meşhur bir detektife dönüşmesinin hikayesi. Shamrock aynı zamanda dağ gelinciklerinin geçmişindeki sırrı zekası ve geçmişi görme  yeteneği sayesinde çözen kişi de.  O zaman anlıyoruz ki, dağ gelincikleri bu medeniyet seviyesine kolay gelmemişler. İçlerindeki hırs, rekabet ve düşmanlık duyguları yüzünden sebep oldukları yıkıcı savaşlar neticesinde, ana gezegenleri Ferre’yi ve ırklarını yok olma noktasına getirmişler. Ta ki, içlerinden biri,  Avedoi Merek büyük savaştan sağ kalan dağ gelinciklerine;
Bugünden itibaren, kötülüklerden elimi eteğimi çekiyorum. Savaşa rıza göstermiyorum artık. Şiddete rıza göstermiyorum. Nefrete de, kötülüğü de. Bütün bunlara gösterdiğim rızayı geri alıyorum. Yaptıklarımdan. Düşüncelerimden. Seçimlerimden. Kötülükten elimi eteğimi çekiyorum. Sonsuza kadar. “ diyene dek. 
Bu konuşmanın ardından sağ duyu galip gelmiş, gezegenlerini kurtaramasalar bile, başka bir gezegende, Dünya’da barış içerisinde bir medeniyet kurmayı başarmışlar. Geçmişlerindeki yıkımı, yeni dünyalarına getirmek istemedikleri için torunlarına bu konuda yazılı tek bir satır kaynak bırakmamışlar.

İkinci öykü; Budgeron ile karısı Danielle hakkında. Bu bölümde, birbirlerine çok aşık bu karı kocanın, içlerindeki en yüce doğrunun rehberliğinde yazar olma serüvenlerini anlatıyor.

Üçüncü öykü; Dağ gelinciği Kurtarma Timi’ne (DKT) bağlı J-101 kurtarma botunun kaptanı  Brthany’nin öyküsü.  Denizde mahsur kalan kazazede hayvanları kurtarmak için verilen cansiperane mücadelelerin anlatıldığı bu bölüm, bana göre kitabın macera dozu en yüksek öyküsü.

Dördüncü öykü; bir dağ köyünde, birbirlerinden hiç ayrılmadan büyüyen Monty ve Cheyenne’nin öyküsü. Onlar birbirlerine deli gibi aşık olmalarına rağmen, içlerindeki yüce doğrunun peşinden gittikleri için yolları ayrılan iki aşık. Monty, doğduğu köyde kalıp, genç dağ gelincikleri için çiftçilik dersleri vermeyi ve yünleri çok değerli olan genetiği oynanarak elde edilen gökkuşağı koyunlarına yaşayabilecekleri huzurlu bir ortam yaratmayı tercih ederken, Cheyenne, Hollywood’a hayallerinin peşinden sinema yıldızı olmak için gidiyor.

Beşinci öykü; pilot dağ gelincikleri Stormy ve Strobe’un öyküsü. Dünyanın kaderini değiştirecek çocukların doğması için Stormy ve Strobu’n karşılaşması gerekmektedir. Bu karşılaşmada onlara hem kaderleri hem de helikoptere binen dağ gelinciği periler yardım etmektedir. Karşılaşmak için tek şansları vardır ve gökyüzünde kuvvetli bir fırtına hüküm sürmektedir. Hikaye bitince, kendi kendime, eğer Richard Bach, bir yerlerde dağ gelinciği hallerini yazacaksa dedim, orada mutlaka bir pilot dağ gelinciği de olacaktır. Stormy ve Strobe olmadan bu kitap kesin eksik kalacaktı.

 

Kitap bitti ama aklımdaki kitapla ilgili sorular bir türlü bitmedi.

Dağ gelinciklerinin kurduğu medeniyetin temelindeki nezaket kurallarının uygulanabilirliğine, söz konusu dağ gelincikleri olduğunda inanmak bu kadar kolayken, insanlar açısından duruma  baktığımızda, nezaket kuralları nasıl da inanırlıklarını yitiriyor değil mi? Sonra, Shamrock’un geçmişlerindeki korkunç sırrı çözmesi iyi mi oldu diye düşündüm. Sanki Pandora’nın kutusu açıldı ve dağ gelincikleri o güne dek varlıklarından haberdar olmadıkları, atalarının felaketine sebep olan, kin, nefret, hırs gibi duygularla yüzleştiler. Onlar adına korktum. Bu hikayeden çıkarmamız gereken kıssadan hisseden de bizim adımıza korktum. Düze çıkmak için, biz insanlar da dağ gelincikleri kadar ağır bir bedel ödemek zorunda mı kalacağız?

Sonra yazarın anlattığı dünya üzerine düşündüm. Birlikte yaşamayı başaran gelişmiş iki ırk; insanlar ve dağ gelincikleri. Birbirlerinin hayatına karışmadan dünyayı paylaşabilmişler. Her ırk kendi düzeninde yaşıyor. O zaman Ricard Bach’ın dünyasındaki insanın da toplumsal olarak tekamül ettiğine ve sorunlarını çözdüğüne karar verdim. Aksi takdirde, dağ gelinciklerinin bu kadar huzur içinde yaşama şansları olmazdı. Anlaşılan yazar insanlardan umudunu kesmemiş.

Ayrıca bir şeyi itiraf etmek isterim. Dördüncü öyküde, Hollywood’a yıldız olmak için giden Cheyenne’’nin öyküsünü okurken, en azından bu konuda dağ gelinciklerinde biraz hırs olması lazımmış diye düşündüm. Hayatın bu kadar mükemmel hali Hollywood sınırlarında azıcık sıkıcı oluyor.


Kitabın pembe kapağı beni biraz rahatsız etti. Niye böyle bir kapak seçtiklerini anlamadım . Sizin de yukarıda gördüğünüz gibi, kitabın orijinal kapağını, içeriğe daha uygun buldum.

Meraklıları çok beğenmeme rağmen Richard Bach dendiğinde halen ilk aklıma gelen Martı kitabıdır. Yeri gelmişken 1983 senesinde Martı aracılığıyla beni Richard Bach’la tanıştıran çok sevgili edebiyat öğretmenim Tülin Aybars’a burada teşekkür etmek isterim.

Meraklılar’ı, Richard Bach meraklılarına tavsiye ederim.




Richard Bach kimdir?


http://richardbach.com/  (yazarın kişisel sitesi)

Richard Bach (23 Haziran 1936) ABD’li yazar 1955′te Long Beach State College’e başladı. Kurgu ve hayal konusunda birçok eser yazdı. Kitaplarının çoğunu kendi hayatından esinlenerek yazdı. Hava Kuvvetleri’nde pilot olarak çalıştı. Ardından birçok işe girdi. Kitaplarının çoğunda bir şekilde uçmaktan bahsetti. Johann Sebastian Bach’ın soyundan geldiği söylenmektedir.

1970 yılında; Yem bulmak için uçmak yerine hızlı ve akrobatik uçmayı seçen bir martının hikâyesini anlatan kitabı, Martı’yı yazdı. Kitap 10.000 sözcükten daha az olmasına rağmen kurgu ve kurgu dışı kitaplar arasında en çok satan oldu. Rüzgarla Uçmak’a kadar en çok satanlarda yer aldı. Rüzgarla Uçmak 1972’de 1.000.000′dan fazla kopya sattı.

Son yıllarda hayranlarıyla ilgilenmeye başladı. 1990′larda bir Amerikan şirketinde hayranlarının maillerine cevap yazmaya başladı.

Bach’ın 6 çocuğu bulunmakta ve Bette adında bir eşi var. Ardından gazeteci olarak işe başladı ve babasız büyümek hakkında bir kitap yazdı.
Bach 1977′de, Martı filmini çektiği sırada, aktris Leslie Parrish ile evlendi.
Leslie Parrish, Bach’ın Sonsuza Uzanan Köprü ve Bir eserlerini etkileyen kişi oldu. 1999′da boşandılar. Martı kitapları arasında en iyi kitap oldu.


Özgeçmiş Kaynakça: Wikipedia

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder